ÖĞRETMEN
Okul denen o esrarengiz dünyanın muhteşem lideri, ellerinin altındaki onlarca altını işleyen usta bir madenci, içimizle dışımız arasındaki eşsiz köprü, önümüzü görmemizi sağlayan ve bize yol gösteren mükemmel bir pusula, karanlığı aydınlatan sönmez bir ışık, hoşgörünün ve sevginin eşsiz timsali, bütün zorluklara inat gülümsemenin sıcaklığı, idealist, merhametli, büyük insanları yetiştiren o büyük insan... Bunlar koca denizde bir damla gibi kalır öğretmeni anlatmak için.
Öğretmenlik sorumluluk ister. Çünkü toplumların temelleri öğretmenlerdir. İnsanlar öğretmenlerin ışığıyla hayatlarına yön verirler. Öğretmenler sayesinde önlerini görürler. Hiçkimse yoktur ki o kabiliyetli sanatkarın ellerinde işlenmemiş olsun.
Peki ideal bir öğretmen nasıl olmalı? Şimdi bunu biraz inceleyelim:
Öğretmen bir gönül çeşmesi olmalı; suyunu dolu dolu akıtmalı ve çevresindeki insanlara faydalı olmalı. Bir akarsu gibi olmalı; her türlü engeli aşmalı ve daima ileri gitmeli. Öğretmen bir güneş gibi olmalı; karanlıkların üzerine doğmalı, dünyayı aydınlatmalı. Öğretmen bir dağ gibi olmalı; sarsılmaz bir irade timsali olmalı, insanlar ona sırtını yaslamalı. Bir deniz gibi olmalı, büyük bir coğrafyaya hükmetmeli. Öğretmen bir yön levhası olmalı; geleceğe güvenle bakmak için insanlara yol göstermeli. Öğretmen işini, mesleğini sevmeli, insanlara faydalı olmak için çalışmalı. Yeterli donanıma sahip olmalı. Bilgili, becerikli ve çalışkan olmalı. Hayata hep olumlu bakmalı. Güler yüzüyle insanlara güven vermeli ve insanları sevmeli. Alçak gönüllü olmalı. Adil olmalı; tıpkı bir ağacın dallarına eşit davrandığı gibi o da öğrencilerine eşit davranmalı. Doğruyu yanlışı ayırtedebilmeli. Yanlışları gece gibi örtmeli. Önyargılı olmamalı. Hep ileriye bakmalı ve daima yürümeli öğrencileriyle birlikte. Ve görevini tamamladığı zaman vicdanı rahat olmalı. Kendi kendine diyebilmeli:” Ben öğrencilerim için elimden geleni yapıyorum, onlara faydalı olmak için çabalıyorum ve dolayısıyla da vicdanım rahat”.
İşte öğretmenlerimiz ve biz geleceğin öğretmenleri böyle olmalı. Öğretmenler bizlerin tohumlarını attılar ve şu anda bizler birer fidanız. Ve yine öğretmenlerimiz sayesinde daha da büyüyüp ağaç olacağız ve meyve vermeye başlayacağız. Bu bayrak yarışında bizler öğretmenlerimizden bayrağı devralacağız ve bizden sonrakilere devredeceğiz. Bu bir silsile halinde böylece devamedecek.
Vatanımızın ve milletimizin geleceği öğretmenlerimizi sevğiyle ve saygıyla selamlıyor, sözlerimi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün şu sözleriyle bitiriyorum: “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır”
Ragıp KARAKUŞ